Sen hiç sörf yaptın mı vaytsi’nin dalgalarında kare gömlek? Sörf için çok müsait bu aralar. Yanındakilerle dalga geçiliyor. Emniyetle dalga geçiliyor. Mükemmel dalgalar bunlar. Adeta geliyor Tsunami . Bence sen de dikkat et, sıkı tutun abi. Yine girdin suyunu çıkardın işin. Akreplere sokturdun, Tomasa dövdürdün. Peki ne yaptılar? Gelip çiçek verdiler. Tarihle ilgin olduğunu sanmıyorum ama karanfil ne demek biliyor musun? Salazar , Mussolini falan almıştır karanfilleri… Bizim nesil hep dalga geçerek yendi zorlukları. Yapacak bir şey yok deyip geyiğe vurduk kendimizi. O dalganın makaranın içinde bulduk çıkışlarımızı, çözümlerimizi. Kafa kafaya verdik, bir olduk çözdük meseleleri. Dalga geçilmeye başlandığın gün bitmişti aslında her şey. Malzeme ver bize. Çırpın, haykır, sert gel. Koca koca dalgalar geliyor, sörfünü hazırla. Hey sen sörfçü çocuk! Sen ki filmlerde yakışıklı ama beyinsiz olan. Gerçekte hiç biri olamayan. Surfs Up! Hadi bakalım kulaç kulaç. Yazdıklarım bizim sahilde takılan bir abiye. Adı İrecep. Yanlış anlaşılmasın.
Ufak bir tatil kaçamakladım bu haftasonu. Tatile giden-dönen yolu bile severim. İnsan
yalnız kalır. Dış etkenler yolun monotonluğuyla azalır. Düşünür insan yollarda.
Kısa da olsa yol iyi gelmedi değil.
Tatil işte takıl. Ye iç yat adlı üç fiilden oluşan sloganıyla herkesin
sevdiği, görünce gülümseten mahallenin güzel kızıdır tatil. Kısa süreli bir
geçer. Döner bakarsın. İyi gelir. Gidince dönersin işine gücüne. Kafa dinlemek var bir de. Kasaptan kelleyi
alıp dinledim bir ara. Pek de bir işe yaramadı. Bir de kokuyor kısa sürede.
Diyorlar hep kafa dinle falan. İnsanlar çok garip. Herkes kafasındaki ağzından konuşur ki zaten
hep kafa dinlemiyor muyuz? Tatil
konsepti içinde dinlenme kavramı da vardır. Tam tersi yorar aslında
bünyeyi. Uuu rahatım dersin geç
yatarsın. Bünye der abi 1 de yatıyorduk 3 oldu.
Yatsak mı? Ben öyle hemen yatmam, namusluyum ben dersin sabahı edersin.
Saat 5 gibi ezan okunur. Gözler düşer.
Kafa olur kompresör. Eh bi yatayım kafamda beton kırıyorlar dersin.
Sızarsın. Dinlenmek de garip bir kelime.
Yani dinsiz bir insansan bunlara biz kibarca kafir diyoruz. Dinlenince
dinli olur musun? Ya da bir topluluk
söylediklerini dinlerse yani dinlenirsen dinli olur musun? Dinsizlik de aslında
bir din değil midir?
Mutlu olduğum
konular da yok değil. Ama ürkütürken, düşündüren yanları da var yine. Karma’ya
bir borcum var. Ne zaman ister bilmiyorum. Kapı çaldığında ürkerek zıplıyorum.
Delikten bakıyorum kimmiş diye. Acaba karma mı geldi? Yoksa Keke sen mi geldin?
Tez mi geldin? Oy Keke… Çal Keke çal. Kapıyı çal. Karma gelmesin. Ya da iyilere
saysın o ufak borcu. Epey artıdayım zaten.
Tinerciye bile para verdim. Gitsin alsın uhu falan koklasın diye. Adam
keyifli ya yolunu bulmuş. Etrafa rahatsızlık vermedikçe çeksin ya. Vursun
poşetin altına. Abim dedi sonra. Her gördüğünde selamı eksik etmedi. Tinerciden
nezaket öğrenecek adamlar var ya. Ne yazık… Karma abi ya azcık yolumuzu bulsak
diyorum. Beni de bi mutlu etsen diyorum. Olmaz mı ki? Paralar maralar? Aşklar meşkler? Çapullar
mapullar? Üç gol atsam bu maçta hattrick yapsam. Sünger Bop olsam kanka Patrick
yapsam? Karma, kader, düzen, kozmos… Her ne isen ve nerde yaşatılıyorsan. Reha Muhtar geldi aklıma.. İkametgah verir mi
ki o?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder