11 Haziran 2013 Salı
Yazı....K
Hayatta nasıl ya dediğiniz durumlar olur ya. Bir de bu durumlara nasıl ya dediğinize şaşıran insanlar olur. Bu insanların şaşırmasına şaşıran insanlar da vardır. Taraflar ve taraflar adları sonunda olur taraftar. A.C.A.B. ne kadar geçerli bir slogandır hiç şaşmaz. Partide grup yapalım diye bir zihniyet de var. Sünger Bop Kare Şort' un donundan ceket giysem sempatik olur muyum ki? Sempatik ve parasempatik sinir sistemim kalkıyor. Sinirden kulunç yaptım yumru yumru. Şakşakçılarını da gördük bugün. Şakşak sesi başka türlü de çıkıyor ya milyonlar şakşak yapacak sana. Kolu sıyırıp alt kısmını yalıyorsun. Sonra çıkan sese bak sen. Desibel desibel dalga dalga. O kareyi hayal ettim de kareli ceket karesi gibi pek gelmedi. Diktatörlere diklendikleri için mi diktatör denilir? Yoksa diktatör vantilatör ya da aspiratör gibi bir eşya mıdır? Tiyatro yönetmenliğine de el attı ya. Yazdı oynatıyor. Oldukça da başarısız. Ver suyu, ver suyu hop yavaş çek geri, anıtı çek al ordan zumla...
Buna bu egoyu yaptıran kimdir nedir bilmiyorum.
Yine kafatasımın çatlaklarından bir şeyler sızıyor. Pekmez falan akmıyor. Mecazi olarak sızıntı var. Bisikilota mı nedir ne bi haltsa öyle bir püskevit var. Buna ilginç bir reklam çekmişler. Ayı ayı adamlar hayatta kas yaparım beynim olmasa da olur mantığıyla yaşayan abiler oynamış. Tropik adada kakaosuna kadar meyveden üretip imalat yapıyorlar. Tamamen zarar ya. Merkezi bi imalathanen olacak ham maddeyi çok miktarda ucuza alacaksın. Hele o hamuru yoğuran yok mu? Tam çakal ha. Kamera buna dönünce bir bakışlar bir pozlar. Sanki madde anti-madde dönüşümünü bulmuş Dünya enerji problemini çözüyor. Bisikolata erkekleri, hayatta bisikolata dışında bisikolatamamış adamların püskeviti. Bir de kafa ve omuzlar diye bir şampuan var. İsme bak. Düpdüz mantık. Ama fena değil. Bunun da bir ara bir reklamı vardı. Klasik siyah tişört, parıldayan , savrulan saçlar. Yürü git ya. İki bilgisayar efekti bilmiyoruz sanki. Bir de paraşütle atlayan, bateri çalan şehzade oynuyordu reklamda. Şehzade ya ne elitist zevkleri varmış arkadaş. Paraşütün açılmaz da baterinin üstüne düşersin tıss diye ses gelir o zilinden diye bir düşüncem var. Bir daha da saçını başını savurmazsın kepeksiz diye milletin ağzına burnuna sokmazsın. Hem kepekli daha sağlıklı diyorlar. Ekmeğin bile kepeklisi iyiymiş. Akıllı ol şehzade, Bülent Ortaçgil ile düet falan yapma. Aşk tesadüfleri sever ama gider mantık evliliği yaparsın sen. Öyle bir tipin var senin şehzade. Sakalı bıyığı kesince de çocuk gibi oluyorsun ha. Sokakta görsem bebe derim. Boy zaten paraşütle atlamaktan kısa kalmış. Yere ine ine bacaklar baskıdan kısalmış. Adamlara ne zorum varsa . Çekmiş reklamı almış cukkayı. Hep kıskançlık hep kıskançlık bendeki. Eh biz de gider bir gün baklava açmayı öğreniriz. Ben baklava yaparım ama onlar daha fazla bir şey yapamaz. Bu da mı gol değil?
Bugünlerde spor olayında istikrar tutturdum gibi. Koş koş koş... Şişman parkında, garip ve ne olduğu belirsiz aletlerde ıkınan insanları görünce nedense moralim düzeliyor. O aletlerin fikri ilk kimden çıktı acaba? Valla saydım 2-3 tanesi direk bel fıtığı disk kayması, birkaçı kasık çekmesi, boyun fıtığı falan yapacak cinsten. Birçoğu da etkisiz eleman, sallan dur. Geceleri boş oluyor gidiyorum. İki bira çakıyorum kulplu beygirde. Kafam güzel olsun diye o sağ sol yapan zımbırtıda takılıyorum. Bekçi geliyor. Copla kovalıyor. Son günlerde o da gelmiyor. Copla kovalayacak çok adam olunca yetişemiyor. Ben de üzülüyorum adam işini yetiştiremiyor diye kendimi copla kovalıyorum. Arada yetişip iki tane oturtuyorum. Yuh gavuramı vuruyon insafsız diye bağırdım geçen. Mahalleli camlara çıktı. Sonra girdiler. Beni tanırlar alışıklar biraz. Kendimce sevdiğim bir sözü yazacağım. Sanırım hayal kurarken malzemeden çalıyoruz. Çünkü sürekli yıkılıyor.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder