18 Mayıs 2013 Cumartesi
Kırmızı Tuborh Yazısı
Saat baya bi işte cumartesi akşamı... Yutubdan Duman adlı arkadaşların helal olsun adlı parçasını açtım. Dıdıdıd dı dıtdırıdı dıııııt dıııt melodisiyle helal olsun aşk olsun ellerimde kan var falan takılıyorum. Bazen insan yalnız hisseder ya, gün batımında bir deniz kıyısına rastlarsın. Güzel bir esinti içini açar. Gökteki kızıl renk tonunun gittikçe mavi ve siyah oluşunu izlerken gördüğün dünyanın parçaları sana her zaman göründüğünden farklı görünür. Sudaki ilk pırıltılar, ışıkları en güçlü yıldızların akşama ilk göz kırpışları ve her zaman oralarda olan birbirine sarılmış ya da el ele tutuşmuş mutlu çiftler. İyisi mi ben gidip 2-3 tane kırmızı tuborh alayım da bi bakayım nasıl oluyormuş dersin. Valla ilginç oluyormuş. Searching for the perfect beautycilerden kim kaldı ki? Aslında gerçeği arıyoruz da gerçek ya gerçekten gerçek değilse?
Yine bir deniz kıyısında tanışmıştım onunla. Başka yalnızların, yalnızlığına beraber çare ararken kendi yalnızlığımızı fark ettik. Sende öyle benim gibi boşlukta salınan bir ruhsun, Beraber takılalım demiştik aynı anda. Hepsi yalan olanlardan değildi bizimkisi. En azından bir kısmı gerçekti. O kısım yeterdi belki de sonsuza yetişmeye. Bitmeyen açlığı tatmine. Zaman içinden sıyrılabilirsen canını sıkmaz. Zamandan kaçmak istediğin zamanlar olduysa işte o zaman bir şeylere değmiştir. Gerçek belki de senin gerçek dediğin şeyden başkası değildir. Deliliğe vurmak ne güzeldir. Deli olmak ne güzeldir. Aşık olmak ne güzeldir.
Şimdilik yenilmez bir düzen içine hapis oldum azizim. Para, para, para demişti Napolyon denilen Frank bilader. Peki hayatın anlamı nedir Benjamin? Neden para istersin? Peki neden parayla sahip olabileceğin şeyleri istersin? Para sadece parayla alamayacağın şeylerin yolunu yapar. Olasılık havuzunda sana daha fazla ihtimal puanı verir. İşte hayatın anlamı o parayla alamayacağın şeylerde gizlidir. Haha hayatın anlamını bulsam da kimseyle paylaşmam, çünkü benim hayatım. Aramaya devam edelim Benjamin.
Eskiden bir reklam vardı. Çişimi ediyom çişimi ediyom popom hep kuru kalıyor diye. Onu denedim. Hakkaten popo hep kuru kalıyor. Ön taraf ıslanıyor batıyor. Bir koku, bir ıslaklık hissi rezalet hiç sormayın. Direk attım şort,pantolon, don ne varsa. Yani asından hiç bir şey göründüğü gibi değildir. Şeytan ayrıntılarda gizlidir. Hatta yüzsüz bir şeytansa gizlenmez bile. Pişkin pişkin sırıtır. Çekirdek uzatır al abi çitleyelim diye. Kendi şeytanlarımla barışmaya, uzlaşmaya çalışıyorum bu günlerde. Onlar gibi dolambaçlı yollardan kendime uygun zeminler hazırlıyorum. Şeytanı, şeytanlıkla kandırsak biz de şeytan mı oluruz? Şeytan da aslında bir melektir. Bir meleğe şeytanlık yaparsak ve aslında bizi kıskandığı için şeytan olan bu meleğe haksızlık mı yapmış oluruz. Kıskandığın şeye bak ya bilader senden beter olduk. Dan Brown geldi aklıma hayırdır inşallah....
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder