25 Ağustos 2012 Cumartesi
Düşsel Kabızlık
Zamanın birinde diye başlayan hikayeler vardır ya; o hikayelerden anlatmak isterdim.Ama kafamda hep garip sorular var. Neden pisuvarların içine atılan amonyak top şeklindedir? Güzel kızlar büyük abdest bozar mı? Ne kadar sallarsan salla dona düşer son damla tezi çürütülebilir mi? Üstüne kuş pisleyen kişi milli piyango bileti almalı mıdır? Sorular sorular...
Günlerdir rüya görmüyorum. Çok çabaladım. İlhan İrem klipleri izleyip saatlerce gemiler döner geriye diye gökyüzünü izledim. Sazlıklardan havalanan ördekleri kovaladım. Bir pandomimci ve balerin buldum. Çay bahçesine gidip onlarla çay içtim. Adı ''Rüya'' olan kızları internetten taciz ettim. Olmadı...
İhtiyar Delikanlı adlı sevdiğim bir Kore filmi var. Orada bir söz beni çok etkiledi. '' Gülersen Dünya seninle güler; ağlarsan yalnız ağlarsın...'' Bu film konusu intikam olan bir üçlemenin en bilinen ve en iyi filmidir. Holywood drama filmlerinin çoğunu Kore Sinemasından çalıyor. Filmi yeniden çekerek tecavüz ediyor. Çizgi romanlar bitince macera filmleri de bitecek. Esaretin Bedeli? Kaç yıl oldu ya? Şavşank diyince insanlar saygı duruşuna geçiyor. Ayrıca şavşank kelimesi de çok garip. Tavşanla yavşak arası birşey. Söylerken eğlendiren eğlendirirken de töbe töbe dedirten kelimelerden. Art arda söylemeyi denedim bir süre sonra nam nam nam gibi bir şey çıktı. Ayrıca sonu '' h'' ile biten kelimeleri art arda söyleyince de bir garip oluyor. 100-200 tekrar çok sakat. Fenalık geliyor. Abartınca sonuçları kötü oluyor. ''Nuh'' kelimesi denenmeli. Az önce ayıldım. Beyne oksijen gitmiyorken de bunu yazıyorum....
Deniz Seki az genç iken oldukça taşeron bir ablamızmış ya! Şirketlere aracı olur iş bitirimiş. Hala hoş bir hanım ama bir kalp çarpıntısı testesteron yükselmesi yapmıyor. Belki de Tutti Frutti etkisi vardır. O nostaljik program bir neslin cinsel hayatını etkilemiştir. Göğsünü açan kadınlar garip bir ortam.Şimdi ise değersiz. Beş yaşında çocuklar İnternetten porno izlemeye başladılar. İlkokulda bir arkadaşımla garip bir diyaloğum olmuştu. Tutti Frutti'deki kadınların robot olduklarını o yüzden izlemenin ayıp ve günah olmadığını söylemişti. Bunu babası demiş. İlginç ve yaratıcı bir kıvırma olmuş. Ama ilkokul üçe giden iki çocuğun hayal gücü, bilinçaltı nasıl etkilenir? O günden beri kızları mıncıklarım. Robot mu diye kontrol edesim gelir. Şarj olsunlar diye fişi her zaman prize takmak isterim. Paslanmasınlar diye yağlamak vs. Tezimi doğrulayan yapımlar da vardı. Batırçıkar galaktika mesela. Cylon diye yazılan Saylon diye okunan ablalar vardı. Sarışın, kırmızı kıyafetli olan ara sıra rüyama girer. Kamyon devirmek, el arabasına binip gezmek gibi ilginç inşaatsal faaliyetlerde bulunuruz. Sonuçta iş iştir. Business is business....
Rem uykusuna geçemiyor muyum acaba? Rüyalar hep bu devrede görülüyormuş. '' Rapid Eye Movement'' Seri göz hareketleri. Adından da anlaşılacağı gibi uykunun bu devresinde gözümüz hareket ediyor. Aslında bilim adamları kibarlık yapıyor. Benim tezime göre bildiğin popomuz açıkta kalıyor. Bu esnada asıl gerçeklikte bize ilginç bir şekilde bağladıkları ve bizi matrix'e bağlayan bağlantı hortumu zayıflıyor. Bu tezimi en iyi fikirlerin tuvalette gelmesi gerçeği ile destekliyorum. Asıl gerçeklikten fikirlerin akması için bağlantıyı zorlamak lazım. Ikınmak falan hep bu yüzden...
Sevdiğim bir arkadaşım hayatta en büyük eziyetin montla büyük abdest bozmak olduğunu savunuyordu. Ben bu tezini çürüttüm. Hayatta en büyük eziyet üst üste 2 mont giyerek tuvalete gitmekmiş. Üstelik önleri sıkı iliklenmişse çok zor. Tecrübelere çok açığımdır. Hayat bir deneydir ve dolu dolu yaşarım... Tuvalette bir şeyler okuma istediği de bilimsel olarak açıklanmış. Vücut bilinçaltından kendisinden bir şeyler atıldığını ve bunu telafi etmesi gerektiğini hissedermiş. Okumak da beyni doldurmak ve bu güdüyü bu şekilde bastırmak içinmiş. Bana mantıklı olan o işi yaparken yemek yemek gibi geldi .Ama sonra dedim ki o kadar da değil. Deneyin derdim ama maceranın da şokunu çıkarmayayım. Hijyenik değil...
Konu burada bitiyor. Rüya göremiyorum sonuçta. Artık tam bir realistim. Yaşar Kurt'tan, '' Ver Bana Düşlerimi'' şarkısını tavsiye ediyorum. Kekilli'de güzel söylemiş ama bana Sibel Kekilli'yi çağrıştırdığı için yazıyı burada bitirip onun oynadığı bir kaç bilim-kurgu filmi izleyerek robotlar ve faaliyetlerini incelemek istiyorum.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder