26 Nisan 2014 Cumartesi

Popolar Kültürlü Kahve Sohbeti


    Dolum tesisine hoşgeldiniz. Aslında hayatı dolduran Efes değil. Hayat bizi dolduruyor. Yedi dağın efesi olsan '' bu devirde efe mi kaldı le?''derler. Dizler zeybek oynamaktan hep yara bere içinde üstünde Anadolu motifli sünger bop kare şort kıyafeti....Cık cık cık. Uzunn olur efelerinn direğğğği diye bir türkü  mü vardı ne?
Hayat zaten çok adaletsiz. Bir de üstüne popüler kültür baskısı var. Keyif almıyorum. Neden hepimiz fare gibi kavalcının peşinden gidiyoruz. Monotipleşerek düşünmemiz, sorgulamamız engellenmiyor mu? Neden gelir adaletsizliğini düşünmüyoruz ki. Ya ne olacak bi selfie yapalım neşemiz yerine gelsin. Peki, güzel de ürün oldun da reklamını mı yapıyorsun. Oskar ödül töreninde üç beş ünlü yaptı diye nedir bu çılgınlık. Kendi resmini çekip koyanlarla dalga geçenler bile toplanıp toplanıp yapmaya başladı. Peki geçin arkadaşım süslenip püslenip fayansların önüne yapalım selfie. Daha moda olmadan dalga geçmek için bir albüm bile yapmıştım. Nalet olsun içimdeki öngörü sevgisine. UUU hadi hepimiz mal olalım malfie koyalım adını da mallık yapıp videoya çekelim? Justiiiin! Justinnn baba, anamı ... babam ol, Donun olayım yırt beni... Saygılar Müslüm Baba, toprağın bol olsun.

 Biraz da gereksiz bilgi köşesi yapayım. Basit bir şey, kahve... Şu  anda içtiğim için minnet duygularımı aktarmak adına kahveden bahsetmek istiyorum. İçiyoruz geçiyoruz. Kafein içerdiği için uyarıcı etkisi var falan filan. Peki kimdir kahve.? Kendimce anlatayım. Çok eskiden işte fred çakmaktaştan az daha sonra bir tarihte Yemen'de sufi abiler dergahlarında içip muhabbet ederlermiş. İlk onlar bulmuş bunun öğütülüp içilebildiğini. Hatta o dönemdeki Habeş kralı Hristiyan olduğu için içimini yasaklamış. Habeş Kralı olduğu için Habeş maymununu icat eden adammış aynı zamanda .Efsaneye göre keçi çobanı bir abimiz keçiler bitkisini yediğinde güzel bir kafada oluyorlar ben bunla bişey yaparım diyerek keşfediyor. Oradan ayılıp gidiyor. Şimdi Güney Amerika ve Arap Yarımadası taraflarında yetişiyor diye biliniyor ama Afrika ve Güneydoğu Asya taraflarında bolca var. Yani aslında enlem boylam  hikayesi. Endonezya, Kenya kahvesi falan da var. Dünyada en çok ihraç edilen sekizinci şey. Yani şimdi o keçi çobanının torunu Alexandır Nescafe dünyanın bilmem kaçıncı en zengin adamı. Kokusunda davet var. Evde her akşam davet parti, grup o biçim yani. Üçün birini içeriz biz de ne yapalım. Herkese Claudia Schiffer bize yarabbi şükür.

   UUU! Üç beş tane müzik, kitap falan yazayım da belki birkaç kişiye faydam olur.  Gripin, Emre Aydın dinleyip ben rahçıyım diyen arkadaşlara saygılar sevgiler. God is an astronaut,mogwai -post rock, , Jefferson airplane-acid rock, alternatif birşeyler için- tool, porcupine tree. Nostaljikten- Queen, Black sabbath, fi tarihinden antik-Elvis, Beatles, bişey yapamıyorsan Barış Manço, Erkin Koray, Cem Karaca var.. Mis gibi. Yoksa Gotye, Justin Bieber dinliyorsan Bohye... Kitap okuyacaksan da Faust-Goethe. Ruhumu Şeytana satmayı düşünüyorum. Bir fikir verebilir. Mephistoyu hep Diablo'nun üçüncü kısmında kesecek değiliz. Bir faydası dokunsun O Goethe bülbül öthe...
 

 

 

17 Şubat 2014 Pazartesi

Bilim, Gülmek ve Savaş Draması



  Muazzam monotonluğun içinde, ''yine canım sıkılıyor''un eşiğinde yine yeni bir şeyler gelir. Uğraş hiç bitmiyor. Mevcut varoluşta yine kendi türümüzle ve yarattıklarıyla etkileşerek gelişiyoruz. O kadar fazla çeşit var ki,  sahip olduğumuz algılama ve analiz mekanizmalarımızla gerçeğin çok ama çok azını anlayabiliyoruz. Bence bu az ancak bilimdeki ihmal edilebilir miktar dediğimiz şey kadar. Deneyler sınırsız. Her canlı gibi maksimum faydaya odaklı içgüdülerimiz var. Yukarı yukarı daha yukarı, en süper en üstün ben olacağım! Olma kardeşim ya olma... Daha geniş düşün. Arada bir ölümü düşün. Sonrasında ne olacak? Enerji kaybolmaz dönüşür? Peki bilincin enerji midir? Yaşadıkların, hatıraların seni sen yapan şeyler, hafızana kazıdıkların seninle kalacak mı? Yoksa şu anda sahip olduğun beynin oluşturduğu sinaps bağlantılarından mı ibaretsin? Evren nasıl oluştu? Büyük patlama nedir?İlk yıldızlar nasıl oluştu?Peki gezegenler? Hayat nasıl oluştu? Stephen Hawking'in bir belgesel serisi var. İnto the universe with Stephen Hawking... Adımtavuk Şahinlemek. İsmini çevirdim. Şifreli bunlar hep. Tavuk gibi görünürüm ama şahin gibi saldırırım. Tekerlenkli sandalye falan anlamam. Kafa zehir olum bende diyor.

  Çok güldüm bugün. Kendi yaşadıklarıma değil. Tolga Çevik'in programına. Bence çok başarılı. ''Hoşgeldin Arkadaşım.'' Sündür kelimeleri, ver imaları, yap absürd, manalı  hareketleri. Zeka kokuyor. Serbest ya da değil çağrışımla yapılan şeyleri seviyorum. Gülmek önemli. Araştırmacıların bulgularına göre gülmek vücudu rahatlatır, beyni sakinleştirir, insanlara zevk ve umut verir, insanların sorunlarını ve acılarını unutturur. Gülmek zevktir, vücut ve ruh için sağlıklıdır.Bir atasözüyle “en iyi ilaç gülmektir”. Bir Alman atasözüyle de: “gülmek hayatın şekeridir”  Bir Alman atasözü de der ki: Biz size asfaltı öğrettik siz de bize yamayı öğrettiniz. Ve son olarak bir Alman atasözü der ki wie viel köfte das viel brot ich möchte çiğköfte. Yani biz  size köfte yapmasını öğrettik siz pişirmeden yapmasını öğrettiniz. K'mon hacivatım bıy bıy bıy...

  Yine birkaç yıl geçti Kardeşler takımını yine izledim. 2. Dünya savaşı meraklısı olanlar kesin izlesin. Savaş yapımı sevenler kesin izlesin. Millet neler yaşamış. Kelle koltukta, kan, ölüm ama bir yandan da yoldaşlık, görev, özlem. Şimdiki dönemdeki insanlar olarak yaşamıyoruz. Besin zincirinde yukarı çıkayım başka bir hikaye yok. Birinin sırtına basayım da yükseleyim. Bir yolunu bulayım da karnım doysun. Ortak büyük bir sıkıntınız varsa o kadar çok yakınlaşırsın insanlarla. İçgüdülerin beraber çalışmaya, güvenmeye iter seni. Bazen sıkıntı o kadar büyüktür ki hayati tehlike taşır, güvenmeye mecbur olursun. Peh şimdi yarın kalk işe git. Günü bitirsem de eve gelip yatsam. Matrix'teki insan tarlaları gibi. Hissetme bittiği zaman anlamsızlık başlıyor. Sanki Dünya'ya hissetmeye geldik. Hissetmek deneyimlemenin ilk adımı olabilir mi? Hayaller insan mı yoksa insanlar hayal mi? Yoksa aslında hiç biri yok mu? Yoksa 100 bin Euroluk teknenin kıçında oluşan köpükleri hatırlamak bünyende duygu selleri oluşturup kimsenin anlayamadığı en gizli sırları mı bulduruyor sana? Söyle bana Benjamin Medyum Memiş Ketoya çaktığında rahatlamış mıdır? Memiş hep mi medyumdu. Yoksa büyüktü de küçülttüler mi ya da en kötüsü silikonlu bir travestiye mi aitler? Mazlumu getirin bana!






13 Şubat 2014 Perşembe

3 Kavram 3 Anlam

   Her geçen gün insanlar hakkında yeni şeyler öğreniyorum. Artık şaşırdığıma şaşırıyorum. Alışmış olmam gerekirdi. Her zaman bilinç ve farkındalık arttıkça içgüdülerine hakim olma oranının artıp ego, bencillik, gibi içgüdüsel şeylerin azaldığını düşünürdüm. Bugün kendimle ilgili tespit ettiğim şey ise bencillik ve düşük farkındalığın yanında sevmediğim bir kavramın daha olduğuydu. Olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol. Bugünkü gözlemim kaypaklıktı. Halk arasında karaktersizlik genel adıyla anılan kavramlardan biridir. Yaptığını işine gelmediği için inkar etmek. Hele beklemediğin bir yerden gelirse tam bir şaşırtmaca oluyor. Beklediğin adam yapınca notunu 1 kırıyorsun ama beklemediğin yerden gelince tam bir hayal kırıklığı. Otur sıfır çocum. İmam ve cemaat hikayesine göre bu günlerde bunu görmek çok normal. Bunlarla uğraşılmaz bile. Soğuk intikama bile layık değiller. Acıyorum sadece. Umarım civatalarını deliklerine yağlayarak sokarlar. Çöp bidonları, tuvalet terlikleri, Islak duş perdeleri gibi ağır konuşmalar onlara gitsin. Onlara verdiğim değeri bu kavramlarla ölçüyorum.
    Bir de bu sevgililer günü meselesi tarih itibariyle gündeme girdi. Kardeşim madem kutlayacaksın anlatayım. Fi tarihinde Antik kuntik Yunanda Zeus Reis ile Hera yengenin evlendiği zaman şubat ortasıymış. Gamelyon Ayı diyorlarmış. Ohh tanrılar gerdekte balayı yapıyorlar erdekte diye toplanıp toplanıp kutlarlarmış.Toplu sex mi dersiniz artık nasıl kutluyorlarsa. Sonra zaman geçmiş Roma dönemi olmuş. Lupercalia günü diye keçi kesmişler. Keçinin postu bi oğlana giydirip sokaklarda koşturmuşlar. Dokunduğu genç kızın doğurganlığı artar falan bi de yalan sıkmışlar. Sonra da gençleri kura çekerek birbirine eşleştirmişler. Sonra aganigi maganigi. Şimdiye kadar işte bunlar hep sex modunda gidiyor. Sonra Hristiyanlık gelmiş. Papa olaya el atmış E kolay değil o da kız papası sonuçta. Yasak demiş size kura falan. Azis isimleri yazmış kağıtlar. Al demiş bunlar evliya ermiş adamlar. Sevecekseniz bunları sevin. En büyük aşk tanrı aşkıdır. Elhamdülüllah hıristiyanız demiş. Bi de romalı askerlere evlenmek karı kız falan yasakmış .Bizim bu Valentine dede de gizliden bu adamları evlendiriyormuş. Hoo sevgilileri kavuşturuyor falan biz pagandan da tam sıyrılamıyoruz. Bari buna bağlayalım da 1000- 2000 yıl sonra çikilata, çiçek peluş ayu mayu satarız yolumuzu buluruz demişler. Paranı devreye girmesiyle hep sex olan günün anlamı hep kapital das kapitale dönüşmüş. Bırakın başkalarının anlamlandırdıklarını, etiketlendirdiklerini. Sevgilin var mı? Seviyor musun? Günü saati dakikası azizi çikilatası ayusu yok bunun. Aşka etiket vurmayın kapitalist sexciler. Big sexyler kevin nashler sizi....
    Aşk, para, sex bunlardan bahsedince aklıma bir kelime geldi. ''Kavad''. Sevdiğim bir arkadaşımla geçen gün kavad hakkında konuştuk. Eskiden İran'da Sasaniler diye bir Devlet varmış. UUU bir espri de yapayım. Bunlar sasani'ye gelmedin söze niye gelmedin diye şarkı söylerlermiş. Değil tabii ki neyse bunların bir hükümdarının adı Kavadmış.Bir de ülkede Mazdek diye din reformcusu geçinen çakal bir adam çıkmış. Proto komünist, tarihteki ilk eşitlikçi falan ayağına mensup bir abiymiş.  Krala demiş  ki bu ülkede kadınlar mal. Kraliçe de senin kadının.  Madem eşitiz her şeyimiz ortak. Ben de senin malın tadına bir bakayım demiş. Kral da ideolojiyi desteklediğini göstermek için karısını Mazdek'e sunmuş. O günden sonra karı pazarlayan adamlara kralı onurlandırmak için kavad demişiz. Karıya para verenlere de mazdek demişiz. Mezdeke üçlüsünün ise bu konuyla hiç bir ilgisi yoktur. Ama aklıma gelmişken elve yahem yahem elve yahem eyveeeee yalem yalim  dıt dıtı dıtı dırrrrrrrrrt diyerek kapatıyorum.