27 Mart 2013 Çarşamba
GİRİŞ GELİŞME SONUÇ
Giriş, gelişme ve sonuç... Yıllardan benim için çok eski yıllar. Mevsimlerden sonbahar. Çocuğum daha. Kompozisyon kelimesi dünyama giriyor. Bir kompozisyon yazmanın temel kuralı giriş, gelişme ve sonuç yapmaktır diyor öğretmen. Kompose yabancı bir kelime olup düzenlemek, bir araya getirerek anlamlı bir bütün oluşturmak anlamına gelir ki şarkı bestelemek da composing olarak çevrilir. Her şey için geçerli bir üçlüdür bu arkadaşlar. Üçlü dediğimizde hakem üçlüsü, Mazhar-Fuat -Özkan, baba-oğul-kutsal ruh bir anda aklımıza geliyor. İlginç.... Doğmak, büyümek ve ölmek de bir üçlemedir. Allah'ın hakkı bile üçtür. Etiketlere takılmış insanoğlu kalıpların dışına bakabilseydi keşke. Bir köpeğe gökkuşağının renklerini anlattım. Üstüne de gidip bir eşekle hoşaf içtim. Bir kediye uzanamayacağı noktadan ciğer tuttum. Gülümsedi ve onaylarca başını sallayarak bana pis dedi. O bile klişeyi kullanma tarzıma sırıttı. Horoza da erken ötmesi için rüşvet teklif ettim fakat hayat sigortası yaptırmak istediğini söyledi. Almanya'nın şirin bir kentiydi o zaman BREMEN. Cinsiyetler bile üç tanedir. Dişi, erkek ve gay. Son cümleyi okuyup duraksamadıysanız devamını okumayın lütfen. Hep üçten konuştuk, biraz da beşten konuşalım derseniz bunu yapamam. Çünkü üçün beşin hesabını yapan birisi değilim. Lanet olsun dayanamadım. 3+5=9.(Demiştim yapamam) Etiketler her zaman olacaktır. Ama bazen etiketin üstünde yazana değil de nasıl bir kağıttan yapıldığına, yapışkanlı yüzeyinin ne kadar etkili olduğuna ve hatta bakabiliyorsak neyin üstüne yapıştırıldığına bakarsak güzel olur diye düşünüyorum.
Konfüçyus demiş ki: Zo fang hoi şuen muen. Yani mutlaka buna benzer bir şeyler söylemiştir. Adam Çinli sonuçta. Eskiden filozof falan olmak çok kolaymış. Fıçıya gir çıkma takıl orada. Başına gelene gölge etme güneşleniyorum diyojen. Garson gelince bir Büyük İskender istiyorum diyecen. Beceriksizim çirkinim deme de karı kızı tavlayamayınca idealar dünyası var ben orda harem kurdum EFLATUN tüller içinde kuş tüyü yataklarda sabahlar olmasın diye millete anlat kendini avut.İki gezegen gözlemle gazoz şişesinin alt camıyla Orada hayatın anlamını ara.Yıldızlara bakarken canın sıkılsın BRUNİ karıştır.Resimdeki de filozofum diyor.Bence gerçek filozof, filosu olan adamdır.Gemi, uçak, tır farketmez. Kendini filo işine adamış.Ekmeğini oradan kazanan adama saygı duyarım.Taşıyıcılık zor iştir.Bütün filmleri izledim.Taşıyıcı 1-2-3. Allah onlara kolaylık versin.
Bugünün yazısını kısa tutup Birkaç öneri de bulunacağım. Sabahları saat 7 de Metro Fm de Kadir Çöpdemir ve Pascal Nouma'nın ARA GAZ programı var. Dinlenir. 2007 Yapımı The Man From Earth ve 2009 Yapımı Mr. Nobody filmleri var. İzlenir. Dizi tavsiyem ise Banshee... True Blood'ı yapan arızalı Alann Ball abimiz bu sefer mafyalı, hırsızlı işlere girmiş. Machete kills, peçete wins... Astala vista amigolar. Ama vista tam bir fiyaskoydu 98 kullansan daha iyi...
15 Mart 2013 Cuma
Dualiteye birşey olmaz içinde dua geçiyor...
Good evening people! Bugün de saçmalardan seçmeler köşesi ile sizinle yine beraberiz. Beraberiz derken yanlış anlamayın yani çıktığımız falan yok. Uzaktan bir hoşlanma bile yok konsept farkı var. Yine ilginç konularla sapıtıp şakalar fıkralarla eğlenmek amacındayız. Vatandaşa sorduk köşesiyle konuyu açmayı düşünüyorum. Emrah Ablak Abi sen nasıl bir adamsın? Yıllarca seninle büyümüşüz, pirimiz senmişsin. Bilinçaltımda kazı kazan oynayıp 90 kere 1 lirayı bulup yine kazımışsın. Yorum yapan vatandaş isimleri ve çağrışımlı yorumların bizi biz etmiş.İdris Pendınstey, Oğuz Bir, Emcü Kavızlı gibi isimlerin değerli yorumlarını bize ulaştırdığın için sana teşekkür ederiz. Sığrıl Dankeşön adlı vatandaşın güneş yağı ile ilgili yorumu çok ilginçti. (Evde yağ kalmamış, karnımız açtı. Sucukları güneş yağı ile kızarttık. Koruma faktörü çok fazlaymış. Kızarmadı. Çiğ çiğ yedik kurt yaptı.) Recep Dört ise şöyle demiş ( Çabuk bronzlaşayım diye havuçlu güneş yağı sürdüm, sürmez olaydım. Pansiyona kadar kovaladı tavşanlar. Çatalıma, kulak memelerime, her yerime dil süren bu tavşanlar, iyi akşamlar.) Tabi Emrah Ablak da insanın kendine yakışanı giymesidir. Saygılar abim benim....
İrdelemek istediğim bir diğer konu da irdelemek sözcüğü. Yani irdeyi bol bulunca yapılan bir şey midir? İrde nedir? Nerede yetişir? Kimlerdendir? Kaça gidiyodur? Ne yer ne içer? Şaka şaka konu bu değil. Dün çok sevdiğim bie kankamla vampir muhabbetine girdik. Osmanlıdaki vampir vakasından başladık. Kazıklı Voyvoda'dan çıktık. Padişah Voyvoda'nın üstüne 8 adet elit swat Yeniçeri göndermiş. O sırada kazıklı Voyvo'da olduğu için ona ulaşamamışlar. Voyvo aslında y leri l olarak söyleyen peltek bir vatandaşın bulduğu bir şeymiş. İsveç Çeliğinin gücünü altına alıp tank gibi Volvo'ya binen Vlad Tepesh yeniçeri komandolarını zorlamış. Arabanın içinden adamı çıkartmaya çalışırken 7 tanesi ölmüş. Sekizincide Kazıklı'nın kafayı arabanın camına sıkıştırmak suretiyle kellesini almış. Bu vakaya Osmanlı Tarihinde Müjde Ar_ül Kazıklı İffet Vakası denir.Sonuç olarak adamın kellesi İstanbula gelmiş. Gizli bir yere gömülmüş. Vücudu bir kaç yıl bir manastırda durduktan sonra ortadan kaybolmuş. Bugün bile Vlad'ın vampir olarak yaşadığı ve Starbucks, Vakko, Tommy Hilfiger gibi kazıkçı kuruluşlara danışmanlık yaptığı söyleniyor.
Geçenlerde kendime başka sıfatlarla bakıp hayatın anlamını sorguladım. Arkaya da Rasıl Kıro abimizin Gladyatör adlı filminin müziğini koydum. Bir şeyler çözdüm sanki... Hayatın amacının tamamen çiftleşmek olduğunu anladım. Her şey ama her şey daha kaliteli karşı cinse ulaşmak için. Spor yap sağlıklı ve fit ol, ne için? Çalış para ve kariyer yap, ne için? Oku, öğren, kendini geliştir, ne için? Tecrübe kazan ne için arkadaş? Kutsal kase, dişi erkek çiftleşmeli pagan ayinleri, toprak ana, bereket tanrısı baba? Aslında yine kutupsallık, yine dualite. Yapbozu tamamlamak. Ölümsüzlüğün bir çeşidine ulaşmak. Nesilleşmek. Daha iyi yumurta daha iyi sperm. Taşınanlardan en önemlisi ise bence karakter özellikleri. Atalarım taşa yazar, dedem kağıda kalemle yazar, babam daktilo ile yazar, ben bilgisayarla yazarım son olarak da Gönül Yazar...
Geçenlerde başıma çok ilginç bir olay gelmedi. Cümlenin gelişi heyecanlı olsun diye böyle yazdım. Ama adamlar sonunda tanrı parçacığını buldular .Adına Higgs Bozonu diyorlar. Her şeyi yaratabilecekleri söylüyorlar. Eğer insanlar bencil olmasaydı enerji sorununu çözüp Ütopik bir Dünya kurmaya başlamıştık. Herkesin her şeye sahip olduğu bir Dünya... Çok sıkıcı değil mi? Cennet kavramına yakın. Peki yokluk olmazsa varlık nasıl olacak? Oh 1 huri yaratayım bakkaldan 3 kilo Higgs Bozunu alayım .İçine az gama ışıması koy abi , Katyon, anyon da koy az buçuk da takyon ekle neşemizi bulalım ışıktan hızlı parçacık da olsun. Oh bi karı yaratayım adını Feriha koyayım. Sonra sabahlar olmasın. Bence papa da yeni gelmişken bi icraata girsin Vatikan bu işe bi el atsın. Sattıkları cennet tapularının değeri düşecek bak bozondan akciğer dalak ölmeyen hücre falan yapıp burada kalacaklar. Ozonda kötüyse delik, bu bozonda da var bir i...nelik...
3 Mart 2013 Pazar
Buda garip bir model işte...
Selamün Aleyküm Mübarekler ve alüminyum sülfat sodyum bi karbonat iki marmelat. İş güç bitmiyor şu aralar hayatımda. Yoğun tempo sürüyor. Tempo da bir garip kelimedir. Hayatın yaygısından kaygısına geçince böyle oluyormuş demek ki. Sosyal paylaşım sitesinden gördüğüm kadarıyla yaşıtlarım sapır sapır nişanlanıyor ve evleniyor. Yazık be. Oğlum deli misiniz? Evli kimi tanıyorsam abi ben tezeği yemişim diye ortalıkta geziniyor. Bilim-kurgu düşünün biraz. 50-60 hade eyvallah diyip gitmeyeceğiz ki. Nano teknolojisi var, ses terapileri, lazerler, manyetik dalgalar.... İnsan ömrü uzuyor. Tabi kısaltan faktörler de yok değil. Radyasyonlar, gdo falan. Ama bunlar pazarlama stratejisi. Evleneceğiniz yere kariyer yapın , para kazanın tıp mıp 35-40 a gelince 25 gibi olun gidin yimeğinizi daha tazesinden çıtırından yiyin derim. Sonra birileri gelip aha ben onu da yaptım dediğinde ağlayıp zırlamayın. Neşeli ol ki genç kalasın bu dünyadan da zevk alasın. İşsiz acun kaldı mı? Bi dakka bunun burayla ilgisi yok.
Issız Acun demişken adam hakkaten ne oldu ya? Dekolteli kızlara Miami de How much is your jacket diyen adam ne oldu öyle? Medya patronu olmak o kadar kolay mı imiş? Kutu açalım, adaya kaçalım.... Hep televole kafasıyla yıkanan beyinlerin eseri bu yükseliş. Arkasında birilerinin olduğu da çok belli. Al Acun koyunlar burada, sen biraz güt, kafaları kalkmasın ottan, pohtan eğlendir çal kavalı. 3 f kuralı vardı bi ara futbol fado fiesta. Aha biz de yedik. Futbol, magazin, medya. FHM olsa da iki bakıp gözümüz bayram etse o da değil. FMM.
Müslüm Baba da gitti. Varolan hayatımın değiştiğini hissediyorum. Sabit değer olan şeyler bir bir kayboluyor. Müslüm Gürses hep vardı. Çocukluğumdan beri kendini jiletleyen fanatikleri olsun, son yıllarda bolca yapılan taklitleri olsun hep vardı. Onun orada olduğunu bilirdim hep. Her şey değişime yenik düşüyor işte. Devinim, zaman, farklılaşma adını siz koyun. Hasret rüzgarları erken esebilir ya da Tanrı istemezse yaprak düşmez ama özlenir Müslüm Baba. Barış Abi gibi, Cem Abi gibi. Hayatımın belli dönemlerini hatırlatır. Geçmişe yolculuk yaptırır. Enerji dönüşümü kutlu olsun.
Silver Linings Playbook... Holywood zaman zaman kafadan çatlak aşıklar temasını kullanıyor. Natural Born Killers, Mozart and the Whale vs. ki aşıkların bir çoğu kafadan çatlatır. Jennifer Lopez de filmde çok iyi oynamış. Oskar'ı gerçekten haketmiş mi ki. Benim bu hatayı yaptığımı düşünenler eğlensin diye öyle yazdım. Arabistanlı LAWRENCE'da bi garip filmdi değil mi? Jennifer'ı eve kapatıp onunla açlık oyunları oynamak istiyorum. Aç bırakıp sona eti cici bebeyle kandırmak istiyorum. İçip sabaha kadar bayılmak istiyorum. Caddelerde dolanıp bağırmak istiyorum. Biraz popüler olunca Ozan doğulu ile düet yapıp bozulmak istiyorum. Buda garip bir model işte. Budist olmayın nudist olun. Yazık. Film güzel. Fena değil. Kız arkadaşla eşle falan izlenir. ARGO konuşmayın leyn diyerek kapatıyorum kontağı.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)